Etiket Buckminster Fuller

Thinking about geometry

10421977_10153371025058586_4078259398405454948_n

click to read more 

“Buckminster Fuller explained to me once that because our world is constructed from geometric relations like the Golden Ratio or the Fibonacci Series, by thinking about geometry all the time, you could organize and harmonize your life with the structure of the world.”
-Einar Thorsteinn

This week we honor designer Einar Thorsteinn, who passed away on May 6th. Thorsteinn was strongly influenced by Bucky and was also a student of the late Frei Otto.

İşbirlikçi Tasarım ve Ütopya Kavramı

codesşgn

Geleneksel tasarım yöntemi / çağdaş tasarım yöntemi, Sanders ve Stappers (2008)’den uyarlanmıştır.

“Evrendeki her şey ikiye bölünebilir, bir başka deyişle birliktelik çoğuldur ve minimum iki parçadır. Herhangi bir sistemde her zaman iki kutup olacaktır, bir başka ikilik; içerisi ve dışarısıdır ve bu ikiler çarpılarak ve birbirine eklenir.”
Buckminster Fuller [Url-1]

Geleceğe yönelik ve sürdürülebilir bir yöntem olarak, işbirlikçi tasarım, Fuller’ın da değindiği gibi birlikteliği ifade ettiği için minimum iki kişiden oluşmaktadır. Bir diğer görüş de işbirlikçi tasarımın kolektif yaratıcılığı desteklediği bu sistemde en az iki kişi gerekmektedir diyerek Fuller’ı destekler (Elizabeth, Sanders & Stappers, 2008). İşbirlikçi tasarımın, ütopyacı düşünceyi destekleyen en önemli özelliği, tasarım eğitimi almış ve almamış kişilerin bir arada çalışmasını öneren bir yöntem olmasıdır. Bu nedenle, herkesi tasarımcı olarak görür ve endüstriyel tasarımcıları, mühendisleri, mimarları ve diğer tasarım disiplinlerindekileri, bu sistemin katalizörleri olarak tanımlar (Chapman ve Gant, 2007).

İşbirlikçi tasarım yöntemi tıpkı ütopyacı düşünme gibi, var olanı kritik etme ve başka türlüsünü hayal etme özelliğine sahiptir. Var olanı kritik etmek demek, onun sürdürülebilirliğini sağlamak demektir. Bu durum, başka kişileri de konuşmaya davet ettiği için, hem kolektif bir iş sağlar hem de var olanı evrimleştirir. Tıpkı Duncombe’un (2012) ortaya koyduğu gibi “kritiğin başlattığı diyalog, kritik edilenle, eden arasında başladığı ve sürekli kritiğin kritiğini ettiği için açık ve akıcı bir tartışma ortamı sağlar” (s.13).

İşbirlikçi tasarımın özellikleri ve güncel ütopya kavramı ile benzerlikleri şöyle maddelenebilir;

Deneysel; bu bakımdan güncel ütopyalarla benzeşmektedir. Güncel ütopyalar da çağın tüm deneysel işlerini kapsamaktadır.

Değer (value) üretmeye dayalı; güncel ütopyalar da tasarıma yeni bir değer eklemek amacını taşımaktadırlar.

Çizgisel olmayan tasarım yöntemi; güncel ütopyalar da deneysel üretildiği için, çizgisel tasarım yöntemini reddetmektedirler.

Katılımcı süreç içeren; güncel ütopyalar da üretim aşamasında, kullanıcı katılımını destekler özelliktedirler.

Yukarıdan aşağı ya da aşağıdan yukarı yaklaşımları bir arada gerektiren,

Gerçek hayatın benzerinin üretebilen,

Karışık problemleri ya da sistemleri çözmek için yararlı,

Duruma göre şekillenen,

Çoğulcu üretime açık,

Sistem tarafından içselleştirilebilir olmalıdır (Broadbent, 2003).

Bu özellikleri ile işbirlikçi tasarım, çağın hızını yakalamak ve ütopyalar düşlemek için toplum tarafından, hayatın her alanında benimsenebilecek bir yöntem olarak görülmektedir. Sonuç olarak, işbirlikçi tasarım anlayışı, yeni fikirleri üretme amacına ve bunun sürdürülebilirliğine ulaşmak için, birlikte var oluşu besler, birlikte daha iyiye gitmeyi amaçlar ve yeni faydalar üretir. Bu bağlamda, güncel ütopyaların özellikleri ile aynı özellikleri taşımaktadır.

kaynak_01 

KAYNAKLAR

Url-1 <http://bfi.org/about-bucky/resources/everything-i-know/eik-session-12/eik-session-12-part-7>, alındığı tarih: 02.01.2014.

Sanders, E. B.-N., & Stappers, P.J. (2008). Co-creation and the new landscapes of design. CoDesign, Sayı: 4, s. 5-18.

Chapman, J. & Gant, N. (2007). Editörler, Designers, Visionaries & Other Stories: A Collection of Sustainable Design Essays, Earthscan, London.

Duncombe, S. (2012). Imagining No-Place, The Subversive Mechanics Of Utopia, Eds. Gether, C., Hoholt, S. ve Laurberg, M., Utopia&Contemporary Art, ARKEN Museum of Modern Art, Skovvej, s.13.

Broadbent, J. (2003). Design Education in the Information Age, Journal of Engineering Design, Sayı 4:4, s. 439-446.

-70, +70 yıl

Bucky!
Kaynak: http://arkinetblog.wordpress.com/2010/02/19/agenda-the-bucky-bar-opens-tonight/buckminster-fuller-1/
Ta 1944’te Buckminster Fuller’ın Amerika’da ürettiği ve geleceğin evi olarak baktığı, Geodesic Dome kurgusu aklıma geldiğinde, yeni açılan bir alışveriş merkezinde mağazalar yerine, başımı kaldırmış yukarı bakıyordum. Aklıma gelen, Fuller’ın o dönem mimar çevrelerince sevilmediği idi. Kendi, mühendis, işini yapmasına dair ağır eleştiriler bile almıştı. Oysa sene 2014 ben başımı kaldırınca aklıma Fuller geliyor! Tam 70 sene önce gerçekleştirdiği projelere bakınca,  yeterince ilerleyemediğimizi hissediyorum. Tabi bu örnek Batı’yı “copy-paste” eden bir ülke olduğumuz için belki de… Sözüm, mimarlık ve bilişim adına, özgün eser üretenlerden dışarı.
AK-ASYA Acıbadem Alışveriş Merkezi
Kaynak: http://www.avmgezgini.com/upload/images/avm-fotograflari/akasya_acibadem_avm_foto01.jpg
Fuller için; http://bfi.org/

Dymaxion Haritası

Dymaxion Haritasıdaha fazlası için: http://www.bfi.org/about-fuller/big-ideas/dymaxion-world/dymaxion-map

Ütopyacı düşünme nedir? 

Günümüzde pek çok ütopya fikri, ütopya başlığı altında anılmamaktadır. Bunun nedeni, modern bireyin inşası yolunda üretilen ütopyaların, “bireyden bağımsız düşünülmüş olması” olarak görülebilir. Çizgisel ve sürekli  ilerlemeyi gerektiren modernleşme sürecinde, ayağı takılan birey için bu süreç distopyaya dönüşmüştür çünkü böylesine bir sistemde, bir kişinin bile mutsuzluğu, o sistemi ütopya kurgusundan çıkarırdı. Bu nedenle, ütopyaya korkulan düşlere ya da nostaljik fikirlere dönüşen, negatif çağrışımlı anlamlar yüklendi ve ütopya başka kelimeler ile anılmaya başlandı. Örneğin, bilim kurgu başlığı altındaki fikirler ütopyayı çağrıştırmakta fakat ütopya olarak anılmamaktadır. Diğer yandan pek çok kimse için, ütopya sadece yaşlı değil antikadır. Klişe bir adaya dönüşmüştür. Evet, beş yüz yıl öncesinin ütopyalarının yerleşim yerleri adalar gibi izole mekanlar olarak tanımlanmaktadır fakat o dönemin koşullarına göre ada düşleyen bir ütopyayı, bugünün koşullarına göre bir ev, park ya da sanal mekan olarak üretme fikrinde olmak, yaşlı değil, çağdaş bir fikir olarak görülebilir.
 
Somut bir ütopyacı düşünme örneğini R. Buckminster Fuller’ın  Dymaxion haritası üzerinden inceleyebileceğimiz, ütopyacı düşünme, kısaca içinde bulunduğu çağın tüm dayatmalarını unutup, bambaşka bir gelecek düşleyebilmektir. Dymaxion haritasında görülen de tek bir okyanusa sahip, tek bir kara parçasıdır. Dünya haritalarını bize sunulan formundan çıkarıp, yekpare düşünebilmek ihtiyacımız olan düşünce biçimidir çünkü sürekli insanları birbirinden ayırmaya çalışan, küresel ilerlemenin içinde, harita önemli bir sınır belirleyicidir. Bunun için sorgulama içinde olmak ve nasıl sorusunu sormak, çağdaş araştırmacıların görevi olmalıdır.
 
Teşekkürler B. Fuller, bizden çok çok önce bu güne dair öngördüğün olduğu için!

 

You can’t better the world by simply talking to it. Philosophy to be effective must be mechanically applied.

R. Buckminster Fuller