Geleneksel tasarım yöntemi / çağdaş tasarım yöntemi, Sanders ve Stappers (2008)’den uyarlanmıştır.
“Evrendeki her şey ikiye bölünebilir, bir başka deyişle birliktelik çoğuldur ve minimum iki parçadır. Herhangi bir sistemde her zaman iki kutup olacaktır, bir başka ikilik; içerisi ve dışarısıdır ve bu ikiler çarpılarak ve birbirine eklenir.”
Buckminster Fuller [Url-1]
Geleceğe yönelik ve sürdürülebilir bir yöntem olarak, işbirlikçi tasarım, Fuller’ın da değindiği gibi birlikteliği ifade ettiği için minimum iki kişiden oluşmaktadır. Bir diğer görüş de işbirlikçi tasarımın kolektif yaratıcılığı desteklediği bu sistemde en az iki kişi gerekmektedir diyerek Fuller’ı destekler (Elizabeth, Sanders & Stappers, 2008). İşbirlikçi tasarımın, ütopyacı düşünceyi destekleyen en önemli özelliği, tasarım eğitimi almış ve almamış kişilerin bir arada çalışmasını öneren bir yöntem olmasıdır. Bu nedenle, herkesi tasarımcı olarak görür ve endüstriyel tasarımcıları, mühendisleri, mimarları ve diğer tasarım disiplinlerindekileri, bu sistemin katalizörleri olarak tanımlar (Chapman ve Gant, 2007).
İşbirlikçi tasarım yöntemi tıpkı ütopyacı düşünme gibi, var olanı kritik etme ve başka türlüsünü hayal etme özelliğine sahiptir. Var olanı kritik etmek demek, onun sürdürülebilirliğini sağlamak demektir. Bu durum, başka kişileri de konuşmaya davet ettiği için, hem kolektif bir iş sağlar hem de var olanı evrimleştirir. Tıpkı Duncombe’un (2012) ortaya koyduğu gibi “kritiğin başlattığı diyalog, kritik edilenle, eden arasında başladığı ve sürekli kritiğin kritiğini ettiği için açık ve akıcı bir tartışma ortamı sağlar” (s.13).
İşbirlikçi tasarımın özellikleri ve güncel ütopya kavramı ile benzerlikleri şöyle maddelenebilir;
Deneysel; bu bakımdan güncel ütopyalarla benzeşmektedir. Güncel ütopyalar da çağın tüm deneysel işlerini kapsamaktadır.
Değer (value) üretmeye dayalı; güncel ütopyalar da tasarıma yeni bir değer eklemek amacını taşımaktadırlar.
Çizgisel olmayan tasarım yöntemi; güncel ütopyalar da deneysel üretildiği için, çizgisel tasarım yöntemini reddetmektedirler.
Katılımcı süreç içeren; güncel ütopyalar da üretim aşamasında, kullanıcı katılımını destekler özelliktedirler.
Yukarıdan aşağı ya da aşağıdan yukarı yaklaşımları bir arada gerektiren,
Gerçek hayatın benzerinin üretebilen,
Karışık problemleri ya da sistemleri çözmek için yararlı,
Duruma göre şekillenen,
Çoğulcu üretime açık,
Sistem tarafından içselleştirilebilir olmalıdır (Broadbent, 2003).
Bu özellikleri ile işbirlikçi tasarım, çağın hızını yakalamak ve ütopyalar düşlemek için toplum tarafından, hayatın her alanında benimsenebilecek bir yöntem olarak görülmektedir. Sonuç olarak, işbirlikçi tasarım anlayışı, yeni fikirleri üretme amacına ve bunun sürdürülebilirliğine ulaşmak için, birlikte var oluşu besler, birlikte daha iyiye gitmeyi amaçlar ve yeni faydalar üretir. Bu bağlamda, güncel ütopyaların özellikleri ile aynı özellikleri taşımaktadır.
KAYNAKLAR
Url-1 <http://bfi.org/about-bucky/resources/everything-i-know/eik-session-12/eik-session-12-part-7>, alındığı tarih: 02.01.2014.
Sanders, E. B.-N., & Stappers, P.J. (2008). Co-creation and the new landscapes of design. CoDesign, Sayı: 4, s. 5-18.
Chapman, J. & Gant, N. (2007). Editörler, Designers, Visionaries & Other Stories: A Collection of Sustainable Design Essays, Earthscan, London.
Duncombe, S. (2012). Imagining No-Place, The Subversive Mechanics Of Utopia, Eds. Gether, C., Hoholt, S. ve Laurberg, M., Utopia&Contemporary Art, ARKEN Museum of Modern Art, Skovvej, s.13.
Broadbent, J. (2003). Design Education in the Information Age, Journal of Engineering Design, Sayı 4:4, s. 439-446.